Bitlis’te, “Türkiye yüzyılında maziden atiye Ahlat” programı
GÜNDEMCumhurbaşkanlığı himayelerinde, 22-28 Haziran 2025 tarihleri arasında Bitlis Ahlat’ta, Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen “Maziden Atiye Ahlat / Öğrenci Kampı” programı kapsamında, Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrenciler bir araya geldi.
Programın özel konuklarından biri olan Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, 24 farklı ilden gelen 10, 11 ve 12. sınıf öğrencileriyle kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi.
Gençlerle içten ve derinlikli bir sohbet gerçekleştiren Vali Aydoğdu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Tarihimizde kılıçla kalemi en iyi kullanan bir Türk şehri olan Ahlat’ta, doğduğum topraklarda, baba ocağında, siz değerli kardeşlerimle ülkemizin aydınlık yüzleriyle bir arada olmanın mutluluğu içerisindeyim. Bazı şehirler insanı büyütür; bazı şehirler, insana büyüklüğü öğretir. Ahlat, ikincisindendir. İnsan, mekânı inşa eder; sonra o mekân, insanın zihnini, yüreğini ve yönünü biçimlendirir. Taştan yapılır duvarlar, ama ruh veren; tarihtir, hatıradır, köktür.” dedi.
Sözlerine Ahlatlı büyük bilge Ebu Ali el-Ahlatî’nin “Adaletin hakemi insaftır” sözünü hatırlatarak devam eden Vali Aydoğdu, "Adalet; her hak sahibine hakkını teslim etmek demektir. Ancak adaletin nasıl tecelli edeceği meselesi, çoğu zaman tarafların nefsiyle gölgelenir. İşte burada devreye giren yüce bir mizan vardır: İnsaf.
Ebu Ali el-Ahlâtî, bu veciz sözüyle der ki: Bir hâkim, bir idareci, bir baba, bir öğretmen… Her kim hükmeden makamdaysa; hükmünü verirken yalnız kanunla değil, vicdan terazisiyle tartmalı. Zira kanun kuru kalabilir; ama insaf, onu canlandıran ruhtur.
Bugün sizlere vicdan terazisinden, insaf ölçüsünden sesleneceğim… Modern tabirle: Empatiyle, yâni kendimi sizin yerinize koyarak, sizin sesinize kulak vererek… Beni dinleyen değil, beni anlayan olun diye… Ben, anlatan değil ben, anlayan olayım diye bu sohbeti başlatıyorum." dedi
Dünyanın büyük bir hızla değiştiğine dikkat çeken ve sadece bilgiye sahip olmanın değil, bilgiyi dönüştürebilmenin, yorumlayabilmenin ve anlam inşa edebilmenin önemini belirten Vali Aydoğdu, konuşmasının devamında"
2024 yılı itibarıyla dünya nüfusunun %66’sı şehirlerde yaşıyor. Bu oran 1950’de sadece %30’du.
Yapay zekâ destekli işler, 2025’e kadar dünya genelinde 97 milyon yeni iş imkânı doğuracak. %80 şirketlerde yapay zekâ kullanılıyor.
Gençlerin %61’i artık dijital ortamlarda çalışmak istiyor; %74’ü klasik iş modellerinin kendilerine hitap etmediğini düşünüyor.
2024 yılı itibarıyla: 4,9 milyar sosyal medya kullanıcısı var.
25 milyar internete bağlı elektronik cihaz ve 1,5 milyar çevrim içi eğitim platformu kullanıcısı var. Bu rakamlar gösteriyor ki; artık sadece bilgiye sahip olmak değil, bilgiyi dönüştürebilmek, yorumlayabilmek ve anlam inşa edebilmek önemlidir. Çağ bilgiyi çoğaltıyor ama hikmetli insanı arıyor. Çağın asıl ihtiyacı, veriyi ezberleyen değil, anlamı yeşerten akıldır." dedi.
Konuşmasında gençlere yönelik tavsiyeler de bulunan ve teknolojinin sunduğu imkânlara rağmen insani değerlerin kaybedilmemesi gerektiğini vurgulayan Vali Aydoğdu, sosyal medyanın yüzeyselleştirici etkisine değinerek: "Sosyal medya bir araçtı, ama zamanla hayatın amacı hâline geldi. Kalabalıklar içinde yalnızlaştık, bağlantılar arttı ama bağlar koptu.
10 yıl önce gençlerin ortalama dikkat süresi 12 saniyeydi, şimdi sadece 8 saniye.
Sürekli bildirimler, zihnimizi parçalayarak derin düşünme yeteneğimizi zayıflatıyor.
“Swipe” kültürü, sabrı ve merhameti törpülüyor.
Burada sizlere düşen görev: Düşünmeye, okumaya, derinleşmeye vakit ayırmak. Çünkü insan yüzeyde değil, derinlikte inşa olur.” dedi.
Medeniyetlerin tarih boyunca gençliğe bakış açısında da değerlendirmelerde bulunan Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu "Platon, “Devlet” adlı eserinde gençleri anarşi kaynağı olarak görürken, Mevlana “Gençlik çağı, insanın altın çağıdır” der. Toplumlar, gençliğe nasıl baktıysa geleceği de öyle şekillendi.
Bugün biz gençliği, dijital çağın kurbanı değil, kurucusu olarak görmek zorundayız." dedi.
Yetişkinlerin gençlerle iletişiminin nasıl olması konusunda da değerlendirmelerde bulunan Vali Aydoğdu, "-Gençlerin %72’si, yetişkinlerle kurduğu iletişimin “öğüt verme” şeklinde değil, “eşlik etme” şeklinde olmasını istiyor.
-“Senin yaşındayken ben…” cümlesi yerine, “Seninle birlikte ben de öğreniyorum” cümlesi, köprü kurar.
-Gençlerle kurulan iletişimde nezaket, merhamet ve güven en güçlü üç anahtardır.
-Doğruluk ister, ama baskıya kapalıdır.
-Görsel dili, yazılı dile tercih eder.
-Otoriteyi değil, rehberliği benimser.
-"Sorgulayan bireyler" çağındayız.
-En büyük talepleri: Anlaşılmak, Değer görmek, Katılım sağlamak" dedi
Kültürümüzden kopmadan çağa uyum sağlama konusunda gençlere tavsiyelerde bulunan Vali Aydoğdu, "*Medeniyetini bilmeyen, yönünü şaşırır.
*Mimar Sinan’ın pergel metaforu: Bir ayağı kültürde, diğeri dünyayı çizer.
*Yusuf Has Hacib: “Bilgiye sahip olan, kendini bilir; kendini bilen, yönünü şaşırmaz.”
*Kitap okumak: Kişisel gelişimin ötesinde kültürel kökleri öğrenmektir.
*Mehmet Akif: Vicdanı öğretir.
*George Orwell: Vizyonu öğretir."dedi
Gençlere özgünlüklerini kaybetmemeleri, hayatı maksatlı yaşamaları, bağ kurmaları, üretken dostlarla yol yürümeleri ve kitap okumaları gerektiğini vurgulayan ve deneyimlerini paylaşan Vali Aydoğdu şu sözlerle konuşmasını sürdürdü: "*Bağlarınızı kuvvetli tutun.* Ağ kurun, bağ kurun; network dediğiniz şeyin temelinde aslında “gönül bağı” var. İnsan, insanda yeşerir.
*Rastgele değil, maksada binaen yaşayın.* Her kararınız bir pusula olsun. Nereden gelip nereye gittiğinizi unutmayın. Ayakkabınız toprakla bulansın ama zihniniz hep göğe bakmayı sürdürsün.
*Konfor alanından çıkın.* Hayatın diploma töreninden ibaret olmadığını en kısa sürede kavrayın. Sabah kahvaltısız, akşam uykusuz, ortası umut dolu günler sizi bekliyor.
*Üreten dostlarla yol yürüyün.* Çünkü başarı, bir ekosistemdir. Boş teneke çok ses çıkarır ama yol aldırmaz. Çevrenizde size değer katan, sizi zorlayan dostlar olsun.
*Sosyal medyada var olun, lakin orada kaybolmayın…*“Like” ile değil, “life” ile yani “hayat” ile ölçün başarıyı. Görünür olmak başka, değerli olmak bambaşka şeydir. Descartes’in “Düşünüyorum, o hâlde varım” sözü, günümüzde “görünüyorum, o hâlde varım” sözüne dönüştü. Görünmek yerine başarılarımızı görünür kılmak için çalışmalıyız. Sosyal medyada görünür olmaya değil, hayatta iz bırakmaya odaklanın.
*Kitap okuyun.* Çünkü insan kitap okuyunca, yalnızca bilgiyle değil, kelimelerle de dost olur. Diliniz zenginleştikçe düşünceniz derinleşir, düşünceniz derinleştikçe dünyaya sözünüz olur. Merhum Ayhan Songar Hoca şöyle der: “İnsan aklı kelimelerle çalışır.”
*Yalnız kalmaktan korkmayın.* Çünkü kalabalıkta kaybolan çok, yalnızlıkta kendini bulan azdır. Kendi sesinizi susturmadan, başkalarının korosuna katılmayın.
*Özgünlüğünüzü kaybetmeyin.* Bir filozofun dediği gibi “Modernite, insanın kendi orijinalitesinden utanmasıdır.” Çağımızda çoban çobanlığından, garson garsonluğundan, marangoz marangozluğundan utanmamalı… Diplomamızda yazan meslekle yaptığımız iş farklı olabilir. Önemli olan özgün olmak, işimizi hakkıyla yapmak, huzurlu bir yaşam sürmektir.
*Varlığınızı anlamlandırın.* Varlığınızı anlamlandıran şey, şuurdur. Şuur kelime kökü “kıl” demektir. İki kıl arasındaki farkı bilecek kadar bilgili olmaya, gözü pek olmaya şuur denir. Şuurlu gençler olmanın yolu da köklerimize bağlı kalıp güncel olanı ıskalamamaktan geçer." dedi.
Vali Aydoğdu'nun Ahlat’taki gençlerle bu buluşması, gençlere yalnızca bilgi değil; yön, ilham ve yürek kazandıran bir anlam yolculuğu oldu.
İlginizi Çekebilir